16 Ocak 2014 Perşembe

sallandık



Bu fotoğrafı internetten aldım.kayıtlarda olmayan bir deprem yaşamışız o dönemde,ama bizim için ürkütücüydü....


SALLANDIK
Korku demişken,babamın nöbette olduğu gecelerden birini anlatmadan geçemeyeceğim.Evde yalnızdık,oldukça geç vakitti.Hafif bir sallantıyla uyandım,annem uyandırıyor sanmıştım,ardından bir gürültüyle gelen,inanılmaz bir sallantı!Çocuk beynimle,bir devin eve yaklaştığını sanmıştım,yoksa evi böylesine sarsan şeyin deprem olduğunu anlamam mümkün değildi ki,bilmiyorum çünkü...Depremle ilk tanıştığım yer Erzincan'dır.İnanılmazdı,annemin üçümüzü nasıl toparlayıp,bahçeyle aynı hizada olan balkona çıkardığını hatırlamıyorum.Korkudan zangır zangır titrerken,soğuğun yardımıyla da depreme yardımcı olduğumuzun farkındaydık.deprem durduysa da,biz bunun farkında değildik,korku ve soğuk nedeniyle sanırım öylesine titriyorduk ki,deprem geldiğine bin pişman olmuştur.Dişlerimin birbirine çarpışını asla unutmadım,Afrika müziği gibiydi...Annemin tedirginliği,korkunun ötesindeydi,hafif telaşla birleşmiş bir tedbir vardı.Annemiz yanımızda olduğu için biz güvendeydik,ya o ne hissediyordu? Bahçe kapısında beliren bir erkek siluetiyle annemin korkusunu anlamıştık.
-"Sakın gelme,elimde silah var,kolumdaki bilezikleri atarım,al,git buradan"diye bağırdığını duydum.Gerçekten babamın silahı mıydı bilmiyorum ama bir karaltı vardı elinde.Belki korkutmak amacıyla eline geçen bir şeyi silah diye kullanıyordu.Adam durdu ve;
-"Emine abla ben Ali,annemler avluya çıktı,sizi de almam için beni gönderdiler"deyince annemden ufak ,ıslığa benzer rahatlamış bir derin  soluk  sesi duydum.Komşumuzun oğlu bizi almaya gelmişti.herkesin toplandığı yere gittik..Herkes şiddetini ,yıkım ve ölüm olup olmadığını konuşuyor ve radyo ile bağlantıya geçmeye çalışıyorlardı.duyuyordum ama o kadar kalabalığın içindeyken korkum tamamiyle gittiği ve güvende hissettiğim için aklım oyuna çabucak kayıvermişti....
Şeker fabrikasına yakın oturduğumuz için,hayvan besleyenler pancar küspesi alırlardı.Avlunun ortasına kamyonla boşaltırlardı.Orada oynamak bana çok zevk verirdi,ancak annem asla izin vermezdi.Bir keresinde  kaçıp,keyfini çıkarmıştım,yakalandığımda ise cezayı yemiştim.Annemin sesi hala kulaklarımdadır...Ama o akşam hiç sesi çıkmadı,bütün çocuklarla bata çıka en tepesine tırmanıp,aşağıya kaymanın zevkini anlatamam...Annem teyzelerle birlikte hamur işi yapmıştı,kahvaltı gibi böyle bir sofrada yemek yemenin tadı bambaşka gelmişti,çok lezizdi..Zaten hareketli bir çocuktum,saatlerce oynamıştım...Depremin hasarını değil,keyfini yaşamıştım o akşam çocuk beynimle ve bedenimle....
Pancar kokusu geldi burnuma....
İnternette o tarihlere rastlayan bir deprem kaydı bulamadım,demek ki o şiddete bir deprem olağan sayılıyordu.Ama karşımızda Kelkit oteli vardı,duvarlarının çatladığı söylentileri vardı,hatta oturulması yasaklanmalı deniliyordu.Ama ufak tadilatlarla devam edilmişti çalışmaya

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder